İntihar Ettiğim Yer

Küçük bir tekneyle gitmeliyim oraya
Motorun gürültüsünü duymamalı ve yelkenleri açmalıyım
Kasvetli kışın ortasında
Rüzgar o tarafa esmeli
Gidişimi bir tek bana engel olmaya çalışan dalgalar
Ve sefil balık sürüleri görebilmeli
Birkaç mil süren yolculuğum sona erince
Yalın ayak olarak
Issız plaja atmalıyım ilk adımlarımı
Saatlerdir Güneş yüzü görmemiş incecik kumlar
Ayaklarımı gıdıklamalı
Hayatımın ilk adımlarındaki gibi
Beni heyecanlandırmalı

Plaja yürüme mesafesinde, seyrek falezler olmalı
Bu falezlerin arasına sokulan minik körfezler olmalı
En yüksek faleze tırmanmalıyım
Tırmanışım beni hafiften terletmeli
Fakat çok da zor olmamalı
On beş dakika kadar sürmeli
Yolumda çalı çırpı, diken filan istemem
Dikenli yollardan gelmişim zaten
Tepeyle plaj arasındaki ağaçların dibinde
Mis gibi toprak olmalı
Oralarda bir yerde önceden getirip de gömdüğüm
Bir şişe Württemberg şarabı olmalı
En tepeye ulaştığımda henüz Güneş doğmamış olmalı
Onca mesafe yorar, sağlam bir kahvaltı yapmalı
Çantamdaki dilimlenmiş kepekli ekmekleri
Odun ateşinde kızartmalı
Üzerine önce haşhaş sonra bal sürüp
Biraz da tulum peyniri serpmeli
Kahve demlemekle filan uğraşamam orada
Termosta hâlâ taze sayılabilecek yarım litre kahvem olmalı
Emaye kupamın kulpu olmamalı
Kahvemin sıcaklığı elimi yakmalı
Onu yudumlarken gün doğumuna karşı oturmalı
Oturduğum kaya da kalçalarımın ebatına göre olmalı
Bulutların arkasında doğan
Güneş'in yarısı ufukta görününce
Yolda bana katılan şarabım
Aşağıdan yukarıya doğru daralan kadehime akmalı
Tabi öncesinde yanıma tribuşon almayı da unutmamalı

Derin bir nefes almalı
Ceketimin cebindeki deri tütün kesesini çıkarıp
Bi' tutam Virginia tütünü almalı
İncecik kağıdın arasına koyup
Ucuna da geniş bir filtre tıkmalı
Rulo haline getirdikten sonra
Islak dudaklarımı ustaca sürüp
Kağıdı yapıştırmalı
El sarması sigaramı, yarısı yanmış bir odun parçasının közüyle yakmalı
Çakmak gazı yüzünden tadım kaçmamalı
Denizin en içindeki kara parçası
Benim falezim olmalı
Sağımda solumda adacıklar olmalı
Ama ufuk ve deniz manzarasını domine etmeyecek şekilde olmalı
Sol tarafımda, uzaklarda, benim hizama göre biraz daha denize yakın olan
Ve ışıkları sisler altında kalmış olan bir şehir olmalı
Sokak lambalarının sönüşüne şahit olmalı
Uçsuz bucaksız denizde de görünürde hiç gemi olmamalı

Yanımda yadigar küçük bir tabanca olmalı
Deniz, silahı görünce beni sarsıp
Silahı aşağıya düşürmemi istercesine
Faleze çarpıyor olmalı
Ona atlamaya cesaretim olmadığını
Olsa da onun üzerine atlamaya kıyamayacağımı
Biliyor olmalı
Zaten öyle bir vücudum olmalı ki
O kadar yüksekten atlayınca bile hayatta kalmalı
En azından çivileme atlayınca

Şişe yarıya yaklaşırken
Son kez kadehin üçte birini doldurmalı
Sonra ayağa kalkmalı
Gerinip iyice rahatlatmalı
Şişenin kalanıyla ateşi bayıltmalı
Esintinin birine binen sinsi ateş parçası
Ormanımı yakmamalı
Zaten hepsini bitirip de çakırkeyif olmamalı
Son teknoloji bir cihazda çalan şarkılar olmalı
Bu değerli şarkıları dinlerken yeterince ayık olmalı
Güneş bulutları aştığında
İntihar seremonisine başlamalı
Tam da başlarken
Güneş ile aramıza yine kocaman bulutlar girmeli
O gün deniz de bulutlar da beni korumaya çalışıyor olmalı
Onlardan ayrılacağıma duyduğum hüzün beni yaralamalı
Uçurumun kenarında ama aşağıya düşmeyecek şekilde durmalı
İntihar edeceğim yer, boyutlarıma uygun olmalı
Hiçbir yere yuvarlanmadan uslu uslu uzanıyor olmalı
Ayakta mı dizlerimin üstünde mi öleceğime o an karar vermeli
Yüz üstü mü sırt üstü mü yatıyor
Hatta dik mi duruyor olacağımı
Fazla umursamamalı
Yere yıkıldıktan sonrasını kendi haline bırakmalı

Çirkin silahın namlusunu
Çenemin altına yaslamalı, sonra aramıza biraz boşluk bırakmalı
Uçsuz bucaksız ufka doğru bakarken
Tetiği çekmeli

Comments