Varsız
Bilmiyorum
Fakat her şey çatlak bir porselen fincanı doldurmak gibi
Yıllar içinde asla tamamen dolduramadığım ve doldurmaktan vazgeçtiğim anda içindekilerden eser kalmayan bir fincan
Hayattaki rolümü yerine getirirken yıllar geçse de paradigma hep aynı
Geçenlerde yine doldurmaktan bıktığımda acaba tükense ne olacak diye sadece oturup izledim
Tükenmeye yakın muazzam bir cesaret geliyormuş gerçekten
Kaybedecek neyim var ki korkuyorum?
Birden doğrulmaya başladım, niye tükenmeme izin vermedim ki?
İki büklüm yaşamanın mümkünatı ve biraz doğrulmanın enerjisi yoktan var olabiliyorken ya cesaretim?
Bir gün bir polis memuru, geç saatlere kadar büroda kalıp küfrederek okumayacak mı bu yazdıklarımı?
Art arda sonsuza kadar kırılan küçük dallarım var tutunduğum
Her kopuşta bir daha yumruklarım sıkılıyor
Ve düşmüyorum
Canım sıkılıyor
Ufacık kıvılcımlardan tebessüm ederek fincanlarla uğraşmaktan
Galiba kaybedecek bir aklım da kalmadı, hayatımı saymıyorum
Ne olursa olsun depremden akıl kaçırır gibi gideceğim bu şehirden
Bütün karanlıklarım da taşınacak benimle birlikte
Dişlerimi sıkarken parçalamadan
Kuzey ışıkları altında bir kabin ve altıpatlar edinebilirdim belki de
Kırmızı karlar tüterken
Kuzgunlarım ve marallarım ürkerdi altıpatlar sesinden, ben düşerdim yere
Ait olduğum yere
Yorumlar
Yorum Gönder